delik kova
1 sayfadaki 1 sayfası
delik kova
Bir zamanlar
efendisinin evine her gün nehirden su taşıyan bir köle vardı. Köle boynunda
taşıdığı bir sopanın iki ucuna birer kova asar bu
kovaları nehirden aldığı su ile doldurur ve eve getirirdi.
Ancak kovalardan
birisi birkaç yerinden delinmiş eski bir kovaydı. Dolayısıyla nehirde ağzına
kadar doldurulan suyun ancak yarısını tutabilirdi eve kadar. Diğeri ise yep yeni
ve sağlam bir kovaydı. Suyu hiç sızdırmadan taşırdı. Tam iki yıl bu böylece
devam etti. Sucu köle nehirde iki tam kova dolduruyor
efendisinin evine geldiğinde ise geriye sadece bir buçuk kova su kalıyordu.
Deliksiz kova bu başarısıyla gurur duyuyor ve ?Ben işimi tam görüyorum?
diyerek böbürleniyordu. Zavallı delik kova kusurundan dolayı utanıyor ve
kendisinden beklenenin sadece yarısını yapabildiği için hep üzülüyordu. İki yıl
boyunca deliğinden su sızdırmayı içine sindiremediği için
bir gün dile gelip nehir kenarında sucuya şöyle dedi:
-Ey sucu insan!
Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.
-Niye ki? diye sordu
sucu.
-Neden utanıyorsun?
-İki yıl boyunca yan
tarafımdaki çatlaklar yüzünden sular akıp gitti ve yükümün sadece yarısını
efendinin evine götürebildim. Benim kusurum nedeniyle sen de gayretlerinin
karşılığını tam alamıyorsun.
Sucu eski delik kovaya acıdı
ve şefkatli bir sesle şöyle dedi:
-Efendinin evine dönerken yol
kenarındaki çiçeklere bir dikkat et istersen.
Gerçekten de tepeye
çıkarken delik kova yol
kenarındaki enfes yaban çiçeklerini gördü ve bu onu birazcık neşelendirdi. Ama
yolun sonunda yine kederlendi çünkü yükünün
yarısını yine çatlaklardan akıtmıştı. Bu başarısızlığından ötürü sucudan yine
özür diledi. Sucu kovaya şöyle dedi:
-Yolun sadece senin tarafında çiçekler
açtığını diğer
tarafında hiç çiçek olmadığını farketmedin mi? Bu neden böyle biliyor musun? Ben
senin delik olduğunu baştan beri biliyordum ve bundan faydalanmak istedim. Senin
tarafındaki yol kenarına çiçek tohumları ektim. Ve her gün dereden dönerken
onları sen suladın. İki yıl boyunca bu güzel çiçeklerle efendimin masasını
süsleyebildiysem bu senin
sayende oldu. Senin sayende efendimin
odası böylesine güzelleşti..
efendisinin evine her gün nehirden su taşıyan bir köle vardı. Köle boynunda
taşıdığı bir sopanın iki ucuna birer kova asar bu
kovaları nehirden aldığı su ile doldurur ve eve getirirdi.
Ancak kovalardan
birisi birkaç yerinden delinmiş eski bir kovaydı. Dolayısıyla nehirde ağzına
kadar doldurulan suyun ancak yarısını tutabilirdi eve kadar. Diğeri ise yep yeni
ve sağlam bir kovaydı. Suyu hiç sızdırmadan taşırdı. Tam iki yıl bu böylece
devam etti. Sucu köle nehirde iki tam kova dolduruyor
efendisinin evine geldiğinde ise geriye sadece bir buçuk kova su kalıyordu.
Deliksiz kova bu başarısıyla gurur duyuyor ve ?Ben işimi tam görüyorum?
diyerek böbürleniyordu. Zavallı delik kova kusurundan dolayı utanıyor ve
kendisinden beklenenin sadece yarısını yapabildiği için hep üzülüyordu. İki yıl
boyunca deliğinden su sızdırmayı içine sindiremediği için
bir gün dile gelip nehir kenarında sucuya şöyle dedi:
-Ey sucu insan!
Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.
-Niye ki? diye sordu
sucu.
-Neden utanıyorsun?
-İki yıl boyunca yan
tarafımdaki çatlaklar yüzünden sular akıp gitti ve yükümün sadece yarısını
efendinin evine götürebildim. Benim kusurum nedeniyle sen de gayretlerinin
karşılığını tam alamıyorsun.
Sucu eski delik kovaya acıdı
ve şefkatli bir sesle şöyle dedi:
-Efendinin evine dönerken yol
kenarındaki çiçeklere bir dikkat et istersen.
Gerçekten de tepeye
çıkarken delik kova yol
kenarındaki enfes yaban çiçeklerini gördü ve bu onu birazcık neşelendirdi. Ama
yolun sonunda yine kederlendi çünkü yükünün
yarısını yine çatlaklardan akıtmıştı. Bu başarısızlığından ötürü sucudan yine
özür diledi. Sucu kovaya şöyle dedi:
-Yolun sadece senin tarafında çiçekler
açtığını diğer
tarafında hiç çiçek olmadığını farketmedin mi? Bu neden böyle biliyor musun? Ben
senin delik olduğunu baştan beri biliyordum ve bundan faydalanmak istedim. Senin
tarafındaki yol kenarına çiçek tohumları ektim. Ve her gün dereden dönerken
onları sen suladın. İki yıl boyunca bu güzel çiçeklerle efendimin masasını
süsleyebildiysem bu senin
sayende oldu. Senin sayende efendimin
odası böylesine güzelleşti..
NuR-38- ADMİNİSTRATOR
-
Mesaj Sayısı : 28
Yaş : 31
Nerden : ----
Kayıt tarihi : 05/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz